AK ŞAHERİM AŞGABAT
Evettt, sonunda Aşgabat fotoğraflarını yüklemeyi başardım:) 10 günlük Aşgabat seyahatimde aslında çok da istediğim gibi fotoğraflar çekemedim. Oraya gidiş sebebim Şef' i yani sevgili eşimi görmekti. Tabii o çalışıyordu ve ben de hergün onunla şantiyeye yada ofise gidip geldim. O kadar yoğun bir iş temposu içindeydi ki sadece pazar günü birkaç saat birlikte gezebildik. Olsun ben memnundum:)
Şef' in Türkmenistan' da bulunma sebebi 90 tane köprü yapımı projesi. Ben oradayken 10 köprü ilavesi ile yapmaları gereken köprü sayısı 100 oldu. Allah emeklerini karşılıksız bırakmasın.
Türkmenistan' ın başkenti Aşkabat. Tüm ülkenin nüfusu 6 milyon civarında. Dolayısiyle buradaki kalabalık ve kargaşadan eser yok. Hayatımda gördüğüm en temiz şehir. Her yerde sabah erkenden akşam geç saatlere kadar etrafı süpüren, temizleyen hatta peyzajı yapan kadınlar var. Ülkede çalışma hayatında kadınlar çok etkin. Türkçeyi birçoğu çok iyi konuşuyor. Türkçeyi anlayan ama konuşamayanlar da var. Bizim tv kanallarını seyrediyorlar. Sanırım Türkçe' yi öğrenmelerinde bu çok faydalı olmuş. Türkmence asıl dilleri ama gene birçoğu Rusca' yı da çok iyi konuşuyor.
Şef' in Türkmenistan' da bulunma sebebi 90 tane köprü yapımı projesi. Ben oradayken 10 köprü ilavesi ile yapmaları gereken köprü sayısı 100 oldu. Allah emeklerini karşılıksız bırakmasın.
Türkmenistan' ın başkenti Aşkabat. Tüm ülkenin nüfusu 6 milyon civarında. Dolayısiyle buradaki kalabalık ve kargaşadan eser yok. Hayatımda gördüğüm en temiz şehir. Her yerde sabah erkenden akşam geç saatlere kadar etrafı süpüren, temizleyen hatta peyzajı yapan kadınlar var. Ülkede çalışma hayatında kadınlar çok etkin. Türkçeyi birçoğu çok iyi konuşuyor. Türkçeyi anlayan ama konuşamayanlar da var. Bizim tv kanallarını seyrediyorlar. Sanırım Türkçe' yi öğrenmelerinde bu çok faydalı olmuş. Türkmence asıl dilleri ama gene birçoğu Rusca' yı da çok iyi konuşuyor.
Aşgabat başlıkta yazdığım gibi bembeyaz bir şehir. Yeni yapılan binalar genelde 12 katlı ve kat yükseklikleri 4,5-5 metre civarında. Binaların dışı beyaz mermer kaplı. Bu yeni binalar oldukça modern ve zaten rezidans olarak isimlendiriliyorlar. Ancak çoğu boş. Zaten şehir çok boş görünüyor. Fotoğraflara bakarken güzel prensesim "anne sanki sokaklar sen fotoğraf çekesin diye boşaltılmış gibi" dedi. Bu sakinlik bana çok iyi geldi. Şef' e buradan da bana böyle bir gezi yapma fırsatı verdiği için çok teşekkür ediyorum;)
Şehrin her yanı park ve anıt dolu. Her bağımsızlık yıldönümleri için bir anıt yapmışlar. Şehir hala bir şantiye görünümünde. Orada da hep söyledim sizlere de söylemek istiyorum bu şehri bir de 10 yıl sonra gezmek lazım. Gerçi turist diye bir kavrama çok uzaklar. Oraya giden her yabancı çalışmak için gidiyor. Aşgabat' da çalışmaya gelen çok sayıda Türk var. İnşaatların birçoğunu Türk Firmaları üstlenmiş.
Şehrin her yanı park ve anıt dolu. Her bağımsızlık yıldönümleri için bir anıt yapmışlar. Şehir hala bir şantiye görünümünde. Orada da hep söyledim sizlere de söylemek istiyorum bu şehri bir de 10 yıl sonra gezmek lazım. Gerçi turist diye bir kavrama çok uzaklar. Oraya giden her yabancı çalışmak için gidiyor. Aşgabat' da çalışmaya gelen çok sayıda Türk var. İnşaatların birçoğunu Türk Firmaları üstlenmiş.
Yukarıdaki binanın fotoğrafını arabayla geçerken çekebildim. Burası çocuk tiyatrosuymuş. O kadar güzel ve o kadar büyük bir bina ki. İnanın kıskandım. Neden bizim ülkemizde böyle bir çocuk tiyatrosu binası yok ki?
Bu fotoğrafı da Şef' in 1 ay kaldığı ve ben gelmeden birkaç gün önce boşalttığı evden çektim. Google Earth de fotoğrafım kabul gördü:) Bir rezidansın 12. katından çekilmiş bir fotoğraf bu. Şehir arkada görülen kopetdag dağları haricinde tabak gibi dümdüz. Biraz yüksekten tüm şehri görmeniz mümkün. Ata toprağı olmasının da etkisi var mı bilemiyorum ama ben Aşgabat' ı sevdim.
Halkın büyük kısmı yukarıdaki fotoğrafta görünen tarzda evlerde yaşıyor. Uydu antenlerinin çokluğu sizin de dikkatinizi çekti değil mi? Şehrin en kalabalık yerleri bu binaların olduğu yerler. Doğalgaz, elektrik, su bedava! Telefon ücreti sembolik denilebilecek kadar ucuz. 1 sene öncesine kadar 1 depo benzin 1 dolarken, şu an 3 dolara doluyor. Yine 1 sene öncesine kadar 1 dolar 23.500 manat iken şu an 1 dolar 14.800 manat ve hayat pahalılığından şikayet ediyorlar. Çünkü halkın geliri çok düşük. Türk firmalarında çalışan yerli personel halkın diğer çalışan kısmına göre daha şanslı çünkü maaşları daha iyi. Ama devlet çok zengin. Ve bu zenginliğini parklar, anıtlar ve yeni yapılan binalarda oldukça iyi gösteriyorlar.
Aşgabat' da Türk yemekleri yapan birsürü yer var. Bunlar arasında en tutulanlardan biri yukarıda fotoğrafını gördüğünüz restaurant. Ramazanda Aşgabat' da olduğum için bu lokantaya gittiğimizde iftar için gelen birçok Türk' e rastladık. Türk yemeklerini bizim kadar güzel yapıyorlar. Mercimek çorbaları özellikle enfesti.
Bu anıtın ismi Kırkayak. 10 tane ahal teke atı ve önünde rahmetli devlet başkanları Türkmenbaşı' nın heykeli var. Ahal teke atları çok değerli. Çünkü çölü susuz geçebilen tek at cinsiymiş. Bu arada halk Türkmenbaşı' nı çok seviyor. Her yerde heykelleri var. Kabrini de ziyaret ettik ancak fotoğraf makinamın şarjı bittiği için fotoğraf çekemedim. Şef çekti aslında ama ben onları almayı unuttum maalesef:( Zaten içeride fotoğraf çekimine izin vermiyorlar. Aslında birçok yerde de fotoğraf çekmek gadagan yani yasak. Bir akşam yemek yediğimiz yerden eve yürürken çok tenha bir caddede fotoğraf çekiyordum ki polislerin uyarısıyla karşılaştık. Meğer devlet başkanı o binadaymış ve yol trafiğe kapatılmış. Biz de birbirimize şaka yapıyorduk ya bak hiç kimse yok yollar sanki bize ait diye:))
Burası Yimpaş. Şehirdeki en büyük ve en kalabalık alışveriş merkezi. Kasiyerler hem aldıklarınızı kasadan geçiriyor hem paketlemesini yapıyor. Harika değil mi? İlk kat market, ikinci kat giyim mağazaları ve son kat restaurant, güzellik merkezi ile sinemadan oluşuyor. Anlayacağınız bir Türk' ün Türkmenistan' da yabancılık çekmesi mümkün değil. Ama Türkleri çok sevdikleri söylenemez. Kötü örneklerimizi çok görmüşler maalesef. Ve Türklere karşı vize ile başlayan, ülkeye girer girmez oturma izni ile devam eden oldukça sıkı yaptırımları var. Başbakanımızın son Türkmenistan ziyaretinde söylediği Türlerden istenen vize, evliliklerin tescillenmesi konuları bizim oradaki vatandaşlarımız için biran önce halledilmesi gerek konular. Vize işlemleri en az 1 ay sürüyor. Orada çalışan firmaların eleman götürürken ne kadar zorlandıklarını anlayabiliyorsunuzdur.
Fotoğrafta gördüğünüz devasa kavunlar buraya özgü ve bal gibi:) Her tür sebze ve meyve bulmak mümkün. Ama en sevdiğim şey gaymak ismini verdikleri yoğurtları oldu. Keçi veya inek sütünden yapılan yoğurtlar 500 gr lık paketlerde satılıyor. Çünkü hiçbir katkı maddesi içermiyor. Ve ismi gibi tadı da tam gaymak:)
Türkmenistan' da hem Türkmen-Türk Liseleri hem de üniversitesi var. Gerçi söylediklerine göre burada üniversite okumak çok pahalıymış. O nedenle biraz imkanı olanlar üniversiyeyi Türkiye veya Rusya' da okuyormuş. Birçoklarının hayali çocuklarını Türkiye' de okutmak.
Bu fotoğraftaki bina Aşgabat' ın 5 yıldızlı otellerinden Grand Türkmen Otel. Şef' in yeni evi buraya ve 3 ayak anıtına çok yakın.
Bu fotoğrafta arkada görünen binayı çok beğendim. Özellikle geceleri görüntü muhteşem. Çünkü bütün binaları ışıklandırıyorlar. Ama gece çekimlerim iyi çıkmadığı için buraya fotoğrafları koymadım. Google Earth te çok güzel fotoğraflar var. Bakmak isteyenlere duyurulur:)
Üç ayak anıtı, bağımsızlıklarının 3. yılında yapılmış. Gece rengarenk ışıklandırmasıyla harika bir anıt. Merdiven veya asansörle yukarı çıkmak mümkün.
Üç ayak anıtının hemen arkasında boynuzunda dünya taşıyan bir boğa heykeli var. Üç ayak anıtının tepesinde ilk liderleri Türkmenbaşı'nın altın heykeli var . Bu heykelin güneşin yönüne göre gün boyunca döndüğü söyleniyor. Ama benim bunu gözlemleyebilecek zamanım olmadı maalesef.
Üç ayak anıtının yakınında devlet başkanının çalışma ofisi var. Fotoğrafta da görüldüğü gibi her yerde bolca polis var. Zaten halkın yarısı polis, yarısı temizlik görevlisi gibi. Onun için şehir oldukça güvenli ve temiz. Ama trafik polislerinin seyyar radarlarla nerden çıktıkları bile belli olmadan arabaların önüne geçip ceza yazmaları özellikle oradaki Türkler arasında çok konuşuluyor.
Her yer park ve anıt dolu demiştim zaten. İşte o anıtlardan biri daha. "Dewlet adam üçindir" yazıyor. Devlet vatandaşa hizmet için vardır anlamına geliyor sanırım.
Aşgabat' da çok büyük pazarlar kuruluyor. Bunlardan en meşhuru "çöl pazarı" imiş. İmiş diyorum çünkü gidemedik. Ancak "Rus Pazarı" Şef' in evine çok yakın ve bir akşam iş dönüşü uğradık. Yavaş yavaş kapatıyorlardı. O nedenle bazı tezgahlar örtülmüş. Hergün kurulan bu pazarlardan "Teke Pazarı" da eve yakın sayılır. Ama onu da ancak dışarıdan görebildim.
Doğumgünü kutlamaları onlar için çok önemli. Doğumgünleri unutulursa darılıyorlarmış:) Sanırım bu nedenle pazarda pasta tezgahı bile vardı. Eeee ben de burada pasta fotoğrafı paylaşmasam olmazdı:)
Ortadaki bina Presedent Otel. Diğer binalar devlet kuruluşlarına ait. Mimarileri çok hoş değil mi?
Bir döner kavşağı çevreleyen yarım ay şeklinde 4 bina. Bir kısmının inşaası henüz bitmemiş. Kule vinçlerden de anlaşılıyor. Bu kule vinçleri bile gece rengarenk ışıklandırıyorlar. Yani şehrin geceleri inanılmaz bir görüntüsü var. Elektrik bedava ne de olsa:)
Yeni yapılan binaların çevreleri hep park ve harika bir şekilde yeşillendirilmiş. Benzin ucuz olduğu için motor gücü çok yüksek arabalar trafikte ve dolayısiyle şehre bir egzos kokusu hakim. Ama ağaçlandırmaya o kadar önem veriyorlar ki hava temizleniyor.
Sağlık bakanlığı binası. Bu binaya kobra diyorlarmış. Çok güzel bir mimarisi var. Aşgabat' da şehirdeki bilboardlarda fotoğrafı olan binalardan biri de bu bina.
Müze, kütüphane ve makamlar köşkü denilen birbirinin aynısı ( yada bana öyle geldi) üç bina. Merdivenlerden çıkıyorsunuz binalardan ikisi sağınızda ve solunuzda kalırken diğeri tam karşınızda oluyor. Binaların önünde aslan heylelleri var. Yanlarında aslanlara tutunarak fotoğraf çektirdik tabii:)
Sekiz ayak anıtı. Bu anıtın çevresi Türk büyüklerinin heykelleri ile dolu. Evlenen bütün çifler mutlaka ziyaret edermiş burayı. Harika bir yapı. Her yerden sular akıyor. Öyle ki su sesinden yanınızdakinin konuşmasını zor duyuyorsunuz.
Caddeler ne kadar boş değil mi? Bunda pazar günü olmasının da etkisi vardır mukakkak. İş günleri özellikle halkın çoğunluğunun yaşadığı yerlerin yakınlarındaki caddeler ve kaldırımlar okuluna, işine giden insanlarla dolu. İnsanların geneli yürüyerek gidiyor gideceği yere. Taksi yok. Daha doğrusu bir yere gitmek istediğinizde otostop yapar gibi el kaldırıyorsunuz, gideceğiniz tarafa giden herhangi bir araba duruyor ve gideceğiniz yer yolunun üstündeyse sizi de düşük bir ücret karşılığında götürüyor. Bir sabah ofise giderken bindiğimiz bayanın arabası o kadar temizdi ki bana buradaki bayandan satılık ilanlarının doğruluğunu hatırlattı. Arabasına bindiğimiz bayan beni Türkmen sandı ve Şef' e eşin Türkmen mi diye sordu:) Ama ben kilo olarak Türkmenlere hiç benzemiyorum çünkü burada kadın da erkek de herkes kalem gibi. Kilolu sayılabilecek belki 1 veya 2 kişi gördüm 10 gün boyunca.
Ünlü anıtlarından biri daha. 5 ayak anıtı. Zamanımız kısıtlı olduğu için uzaktan fotoğrafladığım bu anıt da oldukça büyük bir parkın içinde. Üst kısmında bir de lokantası var. Nereden mi biliyorum? Gitmeden önce internetten o kadar çok araştırma yaptım ki, gittiğimde anlattıklarımın bir çoğunu Şef bilmiyordu bile :)) Bu internet uzağı yakın ediyor, harika birşey.
Çok hoşuma giden çocuk tiyatrosu binasını bir de gece çekmiştim. Fotoğraf kalitesi çok iyi olmasa da bu binayı o kadar beğendim ki fotoğrafı koymadan duramadım.
Anlatmayı unuttuğum birçok şey olduğuna eminim. 7-17 eylül arası Aşgabat' daydım. Döndükten sonra bayram hazırlığı, Şef gelecek diye yaptığım hazırlıklar derken 1 ay geçti bile. Ben eşimin çalıştığı yer olduğu için gitmeden önce internette oldukça geniş bir araştırma yaptım. Özellikle bloglarında Aşgabat ve Türkmenistan' dan bahseden kişilere minnet borçluyum. Belki benim gibi birileri daha merak ediyordur orayı ben de onlara yardımcı olabilirsem ne mutlu bana!
Geçmiş ramazan bayramınızı kutluyor ve hepimize iyi bir hafta diliyorum...
Yorumlar
Bu fotoğraflar ile bizede Aşgabatı gezme fırsatı tanıdığınız için teşekkürler.
Sevgilerimle
Seninle aynı gün, aynı havaalanından, yaklaşık aynı saatlerde uçtuk. Seni görebilmeyi çok istedim ama muhtemelen sen içhatlardan İstanbul'a geçecektin önce. İyi ki gittin. Ben de çok istiyorum oralara gitmeyi, bir gün kısmet olur dilerim.
Seyahat anlaşılan çok güzel geçmiş..Sizler adına inan çok mutlu oldum..Kimbilir prensesler nasıl mutlu olmuşlardır..)
Bende yıllarca o ülke ile çalışmama ve orada dostlarımın bulunmasına rağmen bir türlü gitmek kısmet olmadı..)
Fotoğrafların hepsi çok güzeller..Fotoğrafları izlerken,sanki bende orada sizlerleymişim gibi hissettim..Mutlu ve memnun olmanız bence en güzeli..Hep böyle mutlu ve yine mutlu kalın..
Öpüyorum sizleri..Sevgiler..
Ben de bu sabah seni düşünüp, Aşgabat gezini okumuştum.
Adresim "profilde" var. Ben sana yazmak istedim; ama, senin adresini göremedim. Yazarsan, bende bulunur adresin, sevinirim.
Sevgiyle,
Aşgabat günlerini büyük bir keyifle okudum ama yorum bırakmaya zamanım olmamıştı. Kısmet bugüne imiş:)
Aşgabat fotoğrafların çok güzel. Daha da güzel olan senin kente dair gözlemlerin. O kadar ayrıntılı ve hoş anlatmışsın ki çok merak ettim Türkmenistan'ı. Elinde başka fotoğraflar ve anlatacakların varsa, devamını yaz lütfen.
Görüntülediğin kavunları biliyorum. Ankara'da Özbekistan Büyükelçiliği'nin bir gecesinde tadına bakma imkanım olmuştu. Bol sulu, keskin tadı ve aroması olan farklı bir kavun türü. Düzenlenen gecede konuklara ikram edilen tüm yiyecekler Özbekistan'dan getirilmişti. Türkmenistan ile komşular biliyorsun. O nedenle kültürleri birbirlerine çok benziyor gibi geldi bana. At eti çok makbuldü mesala. At etinden sosis, mantı...vs. vardı.
At eti acaba Türkmenistan'da da aynı ilgiyi görüyor mu?
Farklı kültürleri tanımak ne kadar da hoş değil mi?
Sevgilerimle...
Sımsıcak sevgiler...
Cektigin resimler, anlatimin o kadar guzel ki, bastan sona iki kez okudum:)
Canim, evin duzeninin bozulmasi insana cok zor geliyor, ne tad ne de tuz kaliyor. Kizim daha 1 yasindayken benim kocamda Cidde'ye gitmisti. Bana 1 yil oturma izni vermediler. Kocam da her 4 ayda bir iki hafta icin eve gelebiliyordu. Evde kucuk cocuk ile yalniz kalmak cok zor idi! Isi geregi yillarca yurt disina uzun sureler ile gitti, geldi.
Cocuklar ayakta durup, kuvvetli olmamizi sagliyor. Guzel kizlarinda babalarini cok ozluyorlardir. Ailenin her ferdi icin zor zamanlar. Kocam hep uzaga giden icin daha zor, aile hasreti, ev hasreti bambaska der.Bilemiyorum, bana hep evde kalana daha zormus gibi geliyor! Allah kuvvet versin arkadasim.
Bocurukcugum bu yorumu yayinlaman icin degil, yalnizca senin icin yazdim:) Mail atacaktim ama adresini bulamadim.
Cok opuyorum seni, kendine iyi bak:)
Aşkabat hakkında bilgi araken bloğuna rastladım ve okadar güzel bilgiler vermişsinki sana çok teşekkür etmek istedim.
Nişanlım Aşkabatta çalışmaya başladı Eylülden sonrada(düğünden:)
ben oraya gidicem umarım herşey güzel olur...
Tanışmayı çok isterim
sadece size mail atmak isterim daha ayrıntılı bilgi için. Blogta mail adresinizi bulamadım benim mailim:ozgunclk@hotmail.com.
Bu arada ben de izmir manisa dikili arasında yaşayıyorum diyebiliriz izmirli olmanızada sevindim:)
kızlarınız çok tatlı...
sevgiler:)
Ben de yorumunuzu okuyunca çok duygulandım. Gurbet zor. Allah sizi de sağlıkla kavuştursun vatanınıza. Aşgabat ı sevdim ben. Ata toprağı, kan çekti herhalde :) Biraz daha turiste açık olsa daha güzel olur. Umarım en kısa zamanda ailenizi görmeye oralara gidersiniz.
Sevgilerimle...
Gerçekten araştırmana ve paylaymana teşekkürler..
türkmenistan çok güzeldir gidip görmenizi tavsiye ederim yalnız insanları pek iyi deildir...
:):):) Yerlerin Temizliği ve Düzeni
TÜrkiyemize Aittir ORdaki Türk iş adamları yani Türk İŞ AdamLArı Olmasa Bu kadar güzel Şehir Çıkamaz !!:)
Saygılarımla,
Ersin UĞUR
Ben 2 yıldır türkmenistanda yaşıyordum. ^ay oldu çok şükür Türkiye ye döneli. Bizde eşimin işi için gitmiştik oraya. sanırım sizin için kısa süreli bir gezi olduğundan güzel gelmiş rası size. gezmek için evet güzel bir şehir ama uzun süreli yaşam için hele hele Türkiye gibi bir ülkeden sonra oraya alışmak çok zor inanın.Çok gerideler Türkiyenin en az 20-30 yıl gerisi düşünün sonra insanları çok vefasız bugün iyidir size yarın başkasından çıkarı olsun hemen oraya dönerler asla arkanızı dönemezsiniz. sürekli temkinli olmak zorundasınız. evet elektrik su telf. bedava ama bütün telefonlar dinleniyor sürekli cep tel. de dahil. o yüzden rahat konuşamıyorsunuz.