Kayıtlar

Yaşam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

PARİS DİSNEYLAND TURUMUZ

Resim
Bu sömestride 2 gün Paris 2 gün Disneyland i kapsayan bir tura katıldık miniğimle. Adı miniğim kaldı ama maşallah büyüdü artık 13 yaşında bir genç kız oldu güzel kızım. En çok o istedi gitmeyi, Allah biliyor benim dil nedeniyle çok endişelerim vardı. Disney kısmı için de internetten araştırdığım, gidenlerden dinlediğim kadarıyla oyunlar için beklenen uzun kuyruklar gözümü korkutuyordu.  Ancak, Hiç de korktuğum gibi olmadı. Benim gibileri düşünerek bloga kısa bir yazı eklemek istedim bu nedenle. Biz 4 aile Mng nin turu ile gittik. Ancak havaalanında diğer şehirlerden ve diğer turlardan gelenlerle birleştirilip karma bir grup halinde tek rehber eşliğinde gezdik. İlk günkü rehberimiz gerçekten işinin ehli ve efendi bir insandı. Aklımda ne kaldıysa onun anlattıkları diyebilirim. İkinci gün verilen rehber çok cıvık bir adamdı. Her anlattığına kendini ekledi gereksiz bir şekilde. Aslında bunu MNG ye yazmayı düşündüm ama fırsatım olmadı burdan okusunlar artık ;) Napolyon

GREYDER ALMAYIN !

Resim
Bizim gibi bir Greyder maduru Serdar Bey yazmasaydı ben tembelliğime devam edecektim, ama evet yazmalıyım ki insanlar bilsin dedim. Onun hikayesi için bir tık lütfen.  Gelelim benim hikayeme: 28 Nisan tarihinde daha yaz sezonu yeni açılmışken büyük kızıma bir sandalet aldık; Greyder' in Forum Bornova Mağazası' ndan. Mayıs ta hiç giymedi. Haziran ın son haftası 1 kere giydi. Temmuz da belki 2 kere daha giymiş olsun, hadi hadi 4 kere daha giymiş olsun. Ayakkabıyı maksimum 5 kere kullandı yani. Ve ayakkabının bir tekinin tabanında baş parmağı hizasında tabanda çökme ve büzüşme oldu. Eee kocaman bir markadan alışveriş etmenin rahatlığı ile kızıma "mağazaya götür mutlaka çözerler" deyip kendimce konuyu kapattım.  Mağazaya götürdüğünde Merkeze incelemeye göndereceklerini söylemişler. 1 hafta kadar sonra da cevap geldi;  matbu bir yazı ki, bu tür cevabı ne kadar çok verdiklerini de gösteriyor.  Üretim yada materyal kaynaklı bir hata olmadığ

GARANTİ BANKASI "BAŞKA BİR ARZUNUZ?" ... :S

Resim
Aslında sıradaki yazım 3. sünü gerçekleştirdiğimiz İzmirli Blog Yazarları Toplantımız ile ilgili olacaktı ama yaşadıklarımın bilinmesi, gereken yerlere daha etkin iletilmesi ve en önemlisi sakinleşmem açısından bu yazı öne geçti. Miniğim geçen yıl İzmir Devlet Opera ve Balesi Çocuk Balesi seçmelerini geçerek kursiyer oldu. Bu sene ikinci senemiz. Kursumuz başlamadan önce İZDOB un sahneye koyduğu Pamuk Prenses oyunu için hazırlandılar ve ayın 12 sinde 2 temsil ve bugün yani 15 Ekim de 2 temsil olmak üzere 4 temsil sahnelediler. Kasım ayının 3 ü, 13 ü ve 23 ünde tekrar temsilleri var. İZDOB bizden Garanti Bankası Konak Şubesinde çocuklar adına bir hesap açtırmamızı istedi ve bunun için 1 gün süre verdi.  12 Ekim de öğleden sonraki temsilimizden sonra çocukları yıldırım hızı ile giydirip Konak Şubesine adeta koşturduk. Bu arada temsiller Opera Bale nin Karşıyaka sahnesinde oynanıyor. İzmir i bilenler bilir. Karşıyaka dan Konak a bir nevi körfezi dolanırsınız. Neyse 15:00 da

SEBZELİ BALIK ve TATMAHAL HİSARÖNÜ BALIK PİŞİRİCİSİ

Resim
Star Tv de yayınlanan düzenli takip edemediğim ama rastgelince mutlaka seyrettiğim bir yemek programı var. Hergün başka bir ilimizdeler ve orada yaşayan marifetli bir hanımın mutfağında genelde o yöreye o şehre özel yemekleri pişiriyorlar. Rize' den Neriman Hanım Sebzeli Balık yaptı bir bölümde ve ben de bir kaç gün sonra denedim. Balık olarak palamut kullandılar. Palamutu evdekilere çok sevdirememiştim bu tarife kadar. Biraz oyalayıcı bir tarif olsa da mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum. Tarifi Star Tv internet sayfası ndan aynen kopyalıyorum: Malzemeler: 2 adet büyük boy palamut balığı 2 küçük boy patlıcan 1 orta boy patates 1 büyük boy kuru soğan 4 orta boy domates 1 büyük boy havuç 8-9 adet yeşil biber 1 orta boy kırmızı biber 5-6 diş sarımsak Yarım demet maydanoz Karabiber Mısır özü yağı Yapılışı: İçi temizlenmiş ve yuvarlak şekilde dilimlenmiş olan palamut balıkları iyice yıkandıktan sonra üzerini geçecek kadar su eklenerek haşlanmaya bırakılır. Bir büyük boy kuru soğan k

ŞAKA GİBİ...

Resim
Malum 19 Eylül' de okullar açıldı. Sabah okula giderken o kısacık mesafede 5 yerde birden belediye ekiplerinin çalışmaları vardı. Bütün yaz durdular durdular, inanamadım ya onlar da okullarla birlikte çalışmaya başladılar. Kaldırım taşlarını söküp yeniden döşeyen ekipler, rögar kapaklarını değiştiren ekipler, asfaltı yenileyen ekipler... Tabii ki çalışsınlar ama neden okulların açıldığı ilk gün? İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri mi yoksa Bornova Belediyesi ekipleri mi dikkat etmedim ama nedenini inanın çok merak ediyorum. Okursa bir yetkili yazsın da öğrenelim! Evimizin bulunduğu çevrede yaklaşık 2 km. lik bir çap içerisinde 2 özel okul, 2 ilköğretim okulu ve 2 Anadolu Lisesi var. Okulların açıldığı ilk hafta çocuğunu servise veren veliler bile kendi araçlarıyla götürüp getirmeyi tercih ederken yani normalden yoğun bir trafik beklentisi varken böyle bir çalışmaya kim start verir? Bilemiyorum... Ayrıca yine bu çevre yani okullar arasındaki bu yol uzun yıllardır trafik eğitim saha

23 NİSAN ŞENLİKLERİ

Resim
Çalıştığım dönemlerde 23 Nisan benim için daha çok evdeki işlerimi halledebileceğim bir gündü. Güzel Prensesim i ne bir stadyum kutlamasına, ne sonrasında yapılan çeşitli 23 Nisan şenliklerine hiç götürmedik. Sadece okulda varsa bir kutlama götürüp getirdik acelece. Geçen sene çalışmadığım ilk 23 Nisan tatilinde Güzel Prensesim ile İstanbul turundaydık. Dolayısiyle miniğimin ilköğretimdeki ilk Çocuk Bayramı Gösterisini izleyememiştim. Bu sene gösteri başlangıç saatinden 1 saat 15 dakika önce tören yerindeydim. En az miniğim kadar heyecanlıydım yani. Okulumuz; ana sınıfı da dahil olmak üzere ilköğretim 1. kademe sınıfları olarak çok güzel bir gösteri hazırlamışlardı. Oturduğum yerden tüm müziklere çoşkuyla eşlik ettim. Ana sınıfları dünya ülkelerinin danslarını konu alan bir gösteri hazırlamışlardı. Hepsi birbirinden güzel yaptılar gösterilerini :) Miniğimin gösterisinde 2. sınıfların 3 şubesi birlikte bir dans gösterisine hazırlanmışlar. Kalabalık oldukları için sahneyi tam doldurd

ŞUNDAN BUNDAN

Daha 2011 e geçiş yapmamışım blogumda... Oysa ne güzeldi ilk yazmaya başladığım zamanlar. Bu kadar ara vermiyordum hiç. Daha hevesliydim. Hayatımda olan bir takım olaylar bir sürü şeye karşı hevesimi kırdı. Olaylar derken aslında çok önemli şeyler de değillerdi. Üstelik çoğu direk benimle ilgili de değil. Elimden fazlaca gelecek bir şey de yok. Mücadeleci bir yanım vardır ama bir an gelir ki; herkesin vardır böyle noktaları kırılma noktası denebilir sanırım, işte o noktada içime kapanırım daha çok. Konuşmak bile fuzuli gelir. Neyse nerden nereye geldik... Dertleşmeye mi ihtiyacım vardır nedir? Blogum yemek blogu gibi görünse de yaşamdan başka paylaşımlarımı da içerdi. Bugün yeni bir tarifim yok. Zaten o kadar güzel tarifler yayımlayan arkadaşlarım var ki. Çok şükür mutfağımda her gün bir şeyler yapılıyor, hepimizde olduğu gibi. Ama bilindik şeyleri yayımlamak çok da cazip gelmiyor bana. Yaptığım bazı yemeklerde güzel prensesim "anne fotoğrafını çektin mi? bunu koy bloguna"

YAZA ÖZLEM

Resim
Hayat sanki dertsizleşmiş, yavaşlamış, rölantiye alınmış gibiydi. Ne zaman mı? Bu yaz temmuz ayında. Daha önceleri de hayatı askıya alınmış gibi yaşadığım günler olmuştu; sebebi malum... Ama bu defaki keyifli bir nedenleydi. Şubattan beri çalışmamanın bana en iyi getirisi 1 ay yazlık kiralayabilmek oldu. 20 yıllık çalışma hayatımın özellikle de 16 yıllık Otoyol kısmında 2 hafta üst üste izne çıkabildiğim pek nadirken, bir de benim yaptığım işler sanki babamın işleriymiş gibi yıllık izindeyken de en az bir kere iş yerini ziyaretim sağlanırdı. Hepsini saygıyla anıyorum! Neyse geçtiii gittiiii bu günler... Hayat da geçip gidecek hepimiz için aynen böyle. Amannn neyse konumuza dönelim. Keyifli şeylerden bahsedeceğim :) İzmir de havalar böylesine sıcak geçerken okulların açılmış olması yaza daha şimdiden özlem duymama sebep oldu. Ne güzel şeymiş bu "yazlıktayız" denilen hayat. Hiç birşey için acelesi yok insanın. Sabah kalkıyorsun deniz hemen yanıbaşında. Günü birlik gidişlerin te